Anasayfa Video Galeri Detay Bu video 115 kez görütülendi.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu' toplantısında konuşuyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) girişimiyle oluşturulan 'Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu', ilk toplantısını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. İstanbul'da bir otelde gerçekleştirilen toplantıya 13 ülkeden parlamenterler katıldı. Filistin halkının meşru haklarını savunmak ve İsrail'in Gazze başta olmak üzere işgal altındaki topraklarda sürdürdüğü saldırılara karşı parlamenter dayanışmayı artırmak amacıyla başlatılan girişimde Cumhurbaşkanı Erdoğan önce konuk Meclis Başkanları ile buluştu. Ardından aile fotoğrafı çektirdi. Fotoğraf çekimi basına kapalı olarak gerçekleşti. Program Filistin'de hayatını kaybedenler için okunan Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş bir açılış konuşması gerçekleştirdi. Filistin Ulusal Konseyi Başkanı Rawhi Fattouh'ın da yaptığı konuşma sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan katılımcılara hitap etti.   'FİLİSTİN DAVASINI SAVUNMAK, İNSANLIĞI, BARIŞI VE ADALETİ SAVUNMAKTIR' Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Filistin'i destekleyen parlamentolar grubunun her bir mensubuna yürekten teşekkür ediyorum. Toplantınızın ve alacağınız kararların Filistin için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Yine bu vesileyle sizlerin şahsında, Filistin davasını kendi meselesi görüp destek veren tüm parlamenterlere buradan teşekkürlerimi yolluyorum. Bizden önce yapılan konuşmaları büyük bir ilgiyle takip ettik. Her iki meclis başkanımızı, verdikleri çok önemli mesajlar dolayısıyla ayrı ayrı tebrik ediyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak isterim Filistin davasını savunmak, sadece mazlum bir halkı savunmak değildir; Filistin'i savunmak, insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır. Tüm bunlarla birlikte Filistin davası, özü itibarıyla insan olma, insan kalma mücadelesidir. Müslümanların yanı sıra vicdan sahibi her insanın meselesidir. Elbette bu dava, siyasetin de ötesinde bir vicdan meselesidir diye konuştu.   'BU DAYANIŞMAYI, BU BİRLİKTELİĞİ İLELEBET MUHAFAZA EDECEĞİZ' Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada bulunan siz kardeşlerim aslında bunu yapıyorsunuz. Duruşunuzla sadece Filistin'i ve Filistin halkını değil, insanlığı ve insani değerleri de savunuyorsunuz. Zulme karşı susmayarak, baskılara boyun eğmeyerek tüm insanlığa adeta nefes oluyorsunuz. Filistin davasına verdiğiniz güçlü destek için, zor zamanda sergilediğiniz onurlu duruş için, insanlık cephesinde cesaretle yer aldığınız için her birinizi kutluyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımıza da bu anlamlı toplantıya öncülük ettiği için ayrıca teşekkür ediyorum. İnşallah bu dayanışmayı, bu birlikteliği ilelebet muhafaza edeceğiz ifadelerini kullandı.   'NÜFUSUN YÜZDE 7'DEN FAZLASI YA KATLEDİLDİ YA DA SAKAT BIRAKILDI' Cumhurbaşkanı Erdoğan, “7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz, son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kalıyor. İsrail hükümeti, çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet halinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. İsrail'in vahşice öldürdüğü 60 bine yakın Filistinlinin kahir ekseriyeti kadın ve çocuk. Nüfusun yüzde 7'den fazlası ya katledildi ya da sakat bırakıldı. Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan tam 212 gazeteci infaz edildi. Önceki gün bir kadın gazeteci, on kişilik ailesiyle birlikte şehit edildi. Yüzlerce doktor, hemşire, sağlık personeli kurşunların hedefi oldu, yardım görevlileri öldürüldü. İlaç, su, gıda bulamadığı için bebekler göz göre göre hayatını kaybetti. Çocuğunun doğum gününü Gazzeli çocukları öldürerek kutlayacak kadar insanlıktan çıkmış bir güruhla karşı karşıya kaldık. Okullar, kiliseler, camiler, üniversiteler bombalandı. Gazze'deki binaların neredeyse yüzde 80'i yıkıldı. Gazze, taş üstünde taş kalmayacak derecede harap edildi. 50 milyon tondan fazla devasa bir enkaz yığınından söz ediyoruz. İsrail, yeniden başlattığı saldırılarıyla Gazze'de ayakta kalan son binaları, hastaneleri, sivil yerleşim yerlerini, Gazze'nin hayat damarı olan temiz su kaynaklarını da teker teker imha ediyor. İşgal güçlerinin koruması altındaki yerleşimci vahşeti Batı Şeria'da tüm hızıyla sürüyor dedi.   'NEREDE BBC, NEREDE CNN VE DİĞERLERİ' Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meselenin daha vahim tarafı şudur değerli kardeşlerim Bütün bu zulüm ve barbarlıklar tam 18 aydır, medeni denilen dünya dahil, tüm insanlığın gözleri önünde sergileniyor. Gazeteciler öldürülüyor, uluslararası basın kuruluşları seyrediyor. Çocuklar öldürülüyor, insan hakları savunucuları seyrediyor. Sağlık çalışanları öldürülüyor, Batı dünyası seyrediyor. Uluslararası hukuk ve kritik kurumlar kapatılmak isteniyor, Birleşmiş Milletler süreci sadece seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, İsrail'in katliam politikası karşısında tam 18 aydır üç maymunu oynuyor. Buradan bir kez daha soruyorum Nerede uluslararası hukuk Nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Nerede ortalığı ayağa kaldıran, bütçesi milyarlarca doları bulan yapılar, örgütler, kurumlar En küçük bir hadisede ambargo silahını çeken Batılı devletler, soruyorum, İsrail'e karşı neredeler Nerede BBC, nerede CNN ve diğerleri Gazze'de insanlık öldürülürken, çocuklar, bebekler, kadınlar yanarak can verirken, gazeteciler infaz edilirken bunları gören dünyada var mı Şimdi değerli kardeşlerim, mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkumdur diye konuştu.   ‘İSLAM DÜNYASI KENDİSİNDEN BEKLENENİ MAALESEF YERİNE GETİREMEMİŞTİR’ Cumhurbaşkanı Erdoğan, Elbette başkalarını eleştirirken kendimizi ihmal edemeyiz. Bakın, üzülerek söylüyorum, içim kan ağlayarak söylüyorum; İslam dünyası da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir. Şüphesiz çok gayret sarf edildi, zulmü engellemek için pek çok yol denendi, diplomasinin bütün imkanları kullanıldı, toplantılar, zirveler, temaslar gerçekleştirildi. Ama sonuçta Gazze’nin tamamen yıkılmasına, 60 bine yakın Gazzeli’nin katledilmesine mani olunamadı. Bunun üzerinde hepimizin uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Müslümanlar olarak kapsamlı bir muhasebeye ihtiyacımız olduğu açıktır. Tabii burada şu gerçeği de vurgulamak durumundayım Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların, Gazze halkının işgale karşı verdiği direnişe terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak bu iftiraları, bu kara propagandayı reddettiğimizi bugün bir kere daha çok net biçimde söylemek isterim ifadelerini kullandı.   'FİLİSTİN DİRENİŞ HAREKETİ BİR KUVA-Yİ MİLLİYE HAREKETİDİR' Filistin halkının işgal kuvvetlerine karşı bir özgürlük mücadelesi verdiğini belirten Erdoğan, Gazze’li kardeşlerimizin mücadelesiyle milletimizin bundan bir asır önce müstevlilere karşı verdiği İstiklal mücadelesi arasında hiçbir fark yoktur. Filistin direniş hareketi, bizim nazarımızda bir Kuvâ-yi Milliye hareketidir. Filistinliler yalnızca son 1,5 yıldır değil, aslında son bir asırdır direniyor. Uluslararası hukuku hiçe sayan işgalci ve ırkçı bir devlet karşısında bir asırdır direniş destanı yazıyorlar. Ama birileri bizim bunları dile getirmemizden rahatsız oluyorlar. Varsın rahatsız olmaya devam etsinler! Biz haktan ayrılmaktan, gerçekleri söylemekten geri durmayacağız. İzzet kavramının şahsiyetlerinde somutlaştığı Filistin halkını ve Gazze’li kardeşlerimizi ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Vatanlarını savunurken toprağa düşen Filistin’in kahraman evlatlarını, ortak şehitlerimizi rahmetle yad ediyoruz dedi.   'İSRAİL’LE TİCARİ İŞLEMLERİ TAMAMEN DURDURDUK' Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak Filistin’e yapılan desteklerin altını çizerek, Bundan 75 yıl önce kendileri Holokost yaşamış, kendileri soykırıma uğramış bir toplumun Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında yaşanan katliamlara, soykırıma, vahşete ve cinayetlere artık ses çıkarması, tepki göstermesi, yöneticilerine artık 'dur' demesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye ilk günden itibaren bu soykırıma itirazlarını en yüksek seviyede dile getiren, İsrail’e karşı somut tedbirler alan ülkelerden biridir. Hamdolsun, burada iyi bir sınav verdik, iyi bir sınav veriyoruz. Devletimizin resmi kurumlarının yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz, iş dünyamız adeta Filistin ve Gazze için seferber. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durdurarak bu alanda cesur bir adım attık. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardımlarımızı aralıksız sürdürdük. Hamdolsun, 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini, bölgedeki kardeş ülkelerin desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Buradan kendilerine tekrar teşekkür ediyorum. Bundan sonra da Gazze’ye yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz diye konuştu.   'CEZASIZ KALAN HER SUÇ FAİLİ DAHA DA ŞIMARTIR' İsrail’e açılan soykırım davasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ancak İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye yardımları engellemek suretiyle çirkin yüzünü bir kez daha gösteriyor. İsrail yönetimi, bombalarla öldüremediği masumları, yardımları durdurarak bir nevi açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla yok etmeye çalışıyor. Sahadaki insanlık trajedisi giderek daha da kötüleşiyor. İşlediği cinayet ve katliamlar yaptırımsız kaldıkça, İsrail hükümeti soykırım politikasına hız veriyor. Bu insanlık düşmanı zihniyetle uluslararası hukuk önünde hesaplaşmak, hunharca katledilen on binlerce çocuğa karşı en temel görevimizdir. Unutmayalım ki cezasız kalan her suç faili daha da şımartır. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına bu açıdan büyük önem veriyoruz. İsrail’in hukuka hesap vermesi için biz de müdahillik başvurumuzu yaptık. Sivil toplum kuruluşlarımız mahkemeye dosya ve delil sağlamaya devam ediyor. Netanyahu’nun ve cinayet şebekesinin uluslararası mahkemelerde er veya geç yargılandığını inşallah göreceğiz ifadelerini kullandı.   'MESCİD-İ AKSA BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR' Cumhurbaşkanı, Kudüs-i Şerif’e ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınların da arttığını görüyoruz. Fanatik soykırımcı İsrailliler, silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde ve korumasında Mescid-i Aksa’ya girerek Müslümanları tahrik ediyor, kışkırtıyorlar. Şunu bir kez daha açık açık ilan ediyorum Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif, 144 dönüm alanıyla sadece Müslümanlara aittir ve bir bütündür. Bunu kimsenin zedelemesine izin vermeyiz. Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir ve ebediyete kadar da inşallah böyle kalacaktır. İsrail, Harem-i Şerif’in kutsiyetini ve bütünlüğünü tehdit eden taciz, baskın ve provokasyonlarına derhal son vermelidir dedi.   'İSRAİL BAŞIBOZUK BİR ÖRGÜT GİBİ HAREKET EDİYOR' İsrail’in saldırılarının Filistin’le kalmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in saldırganlığı ve hukuk tanımazlığı sadece Filistin’de kalmıyor; Suriye ve Lübnan’a yönelik saldırılarla Netanyahu yönetiminin Orta Doğu’da huzur ve barış istemediğini de ortaya koyuyor. Etnik köken ve mezhep temelli farklılıkları kaşıyarak Suriye ve Lübnan’ın istikrara kavuşmasını engellemeye çalışıyor. Bölge dışı aktörleri sürekli kışkırtarak çatışmaları yeni coğrafyalara taşımak istiyor. Terör örgütleriyle iş tutarak çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Yani meşru bir devlet gibi değil, başıbozuk bir örgüt gibi hareket ediyor. Bakın, biz bunun sürdürülebilir olmadığı kanaatindeyiz. İsrail, komşularını istikrarsızlaştırarak kendi güvenliğini sağlayamaz. Komşuda ateş yanarken 'dumanı bana gelmesin' demek sadece akıl dışı değil, aynı zamanda imkansızdır. Kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgedeki ülkeleri tehdit ve tedirgin eden bu cinnet hali bir an önce son bulmalıdır. Yoksa o ateş, körükleyenleri de kısa bir zaman sonra yakacaktır. Türkiye olarak coğrafyamızdaki hiçbir şımarıklığa, zulme, hiçbir hukuk ve kural tanımazlığa sessiz kalmadık, bundan sonra da sessiz kalmayacağız diye konuştu.   'İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜN ALTERNATİFİ YOKTUR' Erdoğan, Bölgemizdeki herkes için barışı, huzuru, istikrarı ve güvenliği savunmaya sabırla devam edeceğiz. Gelinen aşamada önceliklerimiz; kalıcı ateşkesin derhal sağlanması, insani yardımların kesintisiz şekilde Gazze’li kardeşlerimize ulaştırılması ve işgal güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesini oluşturuyor. Bu minvalde Katar ve Mısır tarafından yürütülen ateşkes müzakerelerinin bir an evvel netice vermesini temenni ediyorum. Ateşkesin sağlanmasıyla birlikte imar çalışmalarına vakit kaybetmeden yeniden başlanması son derece mühimdir. Mısır’ın öncülüğünde hazırlanan plana burada temsil edilen tüm kardeş ülkelerin desteği çok önemlidir. Bu vesileyle şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum İki devletli çözümün alternatifi yoktur ifadelerini kullandı.   'TEK BAŞIMIZA KALSAK DA FİLİSTİN DAVASINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ' Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1967 sınırları temelinde, başkenti Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz. Şunun da bilinmesini isterim Hangi ambalajlara sarılırsa sarılsın, Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün edecek hiçbir teklifin bizde kıymeti, ehemmiyeti yoktur. Unutmayın, Gazze Gazze’lilerindir, Filistin Filistin halkınındır, Filistin Filistinlilerindir. Milyonlarca Filistinli mülteci, anahtarlarını sakladıkları evlerine dönmeyi beklerken, yeni göçlere, yeni tehcirlere asla tahammülümüz olamaz. Filistinli kardeşlerimizin kendi öz yurtlarında özgürce, diğer inançlarla barış içinde yaşamaları için elimizden gelen desteği vereceğiz. Tek başımıza kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz dedi. Son olarak geçtiğimiz hafta gerçekleşen Antalya Diplomasi Forumu’ndaki temaslara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Geçtiğimiz hafta Antalya Diplomasi Forumu kapsamında İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu toplantısı tertiplendi. Bizim siyasi düzlemde attığımız bu adımların halkın desteği olmadan başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu noktada gerekli toplumsal desteğin temininde parlamentolara ve siz değerli başkanlarına önemli vazifeler düşüyor. Gazze’deki soykırım karşısında göstermiş olduğunuz dirayeti ve tutumu bir kez daha takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum diye konuştu.
Ekleme Tarihi: 18.04.2025 - 16:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu' toplantısında konuşuyor

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Filistin davasını savunmak, sadece mazlum bir halkı savunmak değildir; Filistin'i savunmak, insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) girişimiyle oluşturulan 'Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu', ilk toplantısını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. İstanbul'da bir otelde gerçekleştirilen toplantıya 13 ülkeden parlamenterler katıldı. Filistin halkının meşru haklarını savunmak ve İsrail'in Gazze başta olmak üzere işgal altındaki topraklarda sürdürdüğü saldırılara karşı parlamenter dayanışmayı artırmak amacıyla başlatılan girişimde Cumhurbaşkanı Erdoğan önce konuk Meclis Başkanları ile buluştu. Ardından aile fotoğrafı çektirdi. Fotoğraf çekimi basına kapalı olarak gerçekleşti. Program Filistin'de hayatını kaybedenler için okunan Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş bir açılış konuşması gerçekleştirdi. Filistin Ulusal Konseyi Başkanı Rawhi Fattouh'ın da yaptığı konuşma sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan katılımcılara hitap etti.

 

'FİLİSTİN DAVASINI SAVUNMAK, İNSANLIĞI, BARIŞI VE ADALETİ SAVUNMAKTIR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Filistin'i destekleyen parlamentolar grubunun her bir mensubuna yürekten teşekkür ediyorum. Toplantınızın ve alacağınız kararların Filistin için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Yine bu vesileyle sizlerin şahsında, Filistin davasını kendi meselesi görüp destek veren tüm parlamenterlere buradan teşekkürlerimi yolluyorum. Bizden önce yapılan konuşmaları büyük bir ilgiyle takip ettik. Her iki meclis başkanımızı, verdikleri çok önemli mesajlar dolayısıyla ayrı ayrı tebrik ediyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak isterim Filistin davasını savunmak, sadece mazlum bir halkı savunmak değildir; Filistin'i savunmak, insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır. Tüm bunlarla birlikte Filistin davası, özü itibarıyla insan olma, insan kalma mücadelesidir. Müslümanların yanı sıra vicdan sahibi her insanın meselesidir. Elbette bu dava, siyasetin de ötesinde bir vicdan meselesidir diye konuştu.

 

'BU DAYANIŞMAYI, BU BİRLİKTELİĞİ İLELEBET MUHAFAZA EDECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada bulunan siz kardeşlerim aslında bunu yapıyorsunuz. Duruşunuzla sadece Filistin'i ve Filistin halkını değil, insanlığı ve insani değerleri de savunuyorsunuz. Zulme karşı susmayarak, baskılara boyun eğmeyerek tüm insanlığa adeta nefes oluyorsunuz. Filistin davasına verdiğiniz güçlü destek için, zor zamanda sergilediğiniz onurlu duruş için, insanlık cephesinde cesaretle yer aldığınız için her birinizi kutluyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımıza da bu anlamlı toplantıya öncülük ettiği için ayrıca teşekkür ediyorum. İnşallah bu dayanışmayı, bu birlikteliği ilelebet muhafaza edeceğiz ifadelerini kullandı.

 

'NÜFUSUN YÜZDE 7'DEN FAZLASI YA KATLEDİLDİ YA DA SAKAT BIRAKILDI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz, son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kalıyor. İsrail hükümeti, çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet halinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. İsrail'in vahşice öldürdüğü 60 bine yakın Filistinlinin kahir ekseriyeti kadın ve çocuk. Nüfusun yüzde 7'den fazlası ya katledildi ya da sakat bırakıldı. Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan tam 212 gazeteci infaz edildi. Önceki gün bir kadın gazeteci, on kişilik ailesiyle birlikte şehit edildi. Yüzlerce doktor, hemşire, sağlık personeli kurşunların hedefi oldu, yardım görevlileri öldürüldü. İlaç, su, gıda bulamadığı için bebekler göz göre göre hayatını kaybetti. Çocuğunun doğum gününü Gazzeli çocukları öldürerek kutlayacak kadar insanlıktan çıkmış bir güruhla karşı karşıya kaldık. Okullar, kiliseler, camiler, üniversiteler bombalandı. Gazze'deki binaların neredeyse yüzde 80'i yıkıldı. Gazze, taş üstünde taş kalmayacak derecede harap edildi. 50 milyon tondan fazla devasa bir enkaz yığınından söz ediyoruz. İsrail, yeniden başlattığı saldırılarıyla Gazze'de ayakta kalan son binaları, hastaneleri, sivil yerleşim yerlerini, Gazze'nin hayat damarı olan temiz su kaynaklarını da teker teker imha ediyor. İşgal güçlerinin koruması altındaki yerleşimci vahşeti Batı Şeria'da tüm hızıyla sürüyor dedi.

 

'NEREDE BBC, NEREDE CNN VE DİĞERLERİ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meselenin daha vahim tarafı şudur değerli kardeşlerim Bütün bu zulüm ve barbarlıklar tam 18 aydır, medeni denilen dünya dahil, tüm insanlığın gözleri önünde sergileniyor. Gazeteciler öldürülüyor, uluslararası basın kuruluşları seyrediyor. Çocuklar öldürülüyor, insan hakları savunucuları seyrediyor. Sağlık çalışanları öldürülüyor, Batı dünyası seyrediyor. Uluslararası hukuk ve kritik kurumlar kapatılmak isteniyor, Birleşmiş Milletler süreci sadece seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, İsrail'in katliam politikası karşısında tam 18 aydır üç maymunu oynuyor. Buradan bir kez daha soruyorum Nerede uluslararası hukuk Nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Nerede ortalığı ayağa kaldıran, bütçesi milyarlarca doları bulan yapılar, örgütler, kurumlar En küçük bir hadisede ambargo silahını çeken Batılı devletler, soruyorum, İsrail'e karşı neredeler Nerede BBC, nerede CNN ve diğerleri Gazze'de insanlık öldürülürken, çocuklar, bebekler, kadınlar yanarak can verirken, gazeteciler infaz edilirken bunları gören dünyada var mı Şimdi değerli kardeşlerim, mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkumdur diye konuştu.

 

‘İSLAM DÜNYASI KENDİSİNDEN BEKLENENİ MAALESEF YERİNE GETİREMEMİŞTİR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Elbette başkalarını eleştirirken kendimizi ihmal edemeyiz. Bakın, üzülerek söylüyorum, içim kan ağlayarak söylüyorum; İslam dünyası da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir. Şüphesiz çok gayret sarf edildi, zulmü engellemek için pek çok yol denendi, diplomasinin bütün imkanları kullanıldı, toplantılar, zirveler, temaslar gerçekleştirildi. Ama sonuçta Gazze’nin tamamen yıkılmasına, 60 bine yakın Gazzeli’nin katledilmesine mani olunamadı. Bunun üzerinde hepimizin uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Müslümanlar olarak kapsamlı bir muhasebeye ihtiyacımız olduğu açıktır. Tabii burada şu gerçeği de vurgulamak durumundayım Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların, Gazze halkının işgale karşı verdiği direnişe terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak bu iftiraları, bu kara propagandayı reddettiğimizi bugün bir kere daha çok net biçimde söylemek isterim ifadelerini kullandı.

 

'FİLİSTİN DİRENİŞ HAREKETİ BİR KUVA-Yİ MİLLİYE HAREKETİDİR'

Filistin halkının işgal kuvvetlerine karşı bir özgürlük mücadelesi verdiğini belirten Erdoğan, Gazze’li kardeşlerimizin mücadelesiyle milletimizin bundan bir asır önce müstevlilere karşı verdiği İstiklal mücadelesi arasında hiçbir fark yoktur. Filistin direniş hareketi, bizim nazarımızda bir Kuvâ-yi Milliye hareketidir. Filistinliler yalnızca son 1,5 yıldır değil, aslında son bir asırdır direniyor. Uluslararası hukuku hiçe sayan işgalci ve ırkçı bir devlet karşısında bir asırdır direniş destanı yazıyorlar. Ama birileri bizim bunları dile getirmemizden rahatsız oluyorlar. Varsın rahatsız olmaya devam etsinler! Biz haktan ayrılmaktan, gerçekleri söylemekten geri durmayacağız. İzzet kavramının şahsiyetlerinde somutlaştığı Filistin halkını ve Gazze’li kardeşlerimizi ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Vatanlarını savunurken toprağa düşen Filistin’in kahraman evlatlarını, ortak şehitlerimizi rahmetle yad ediyoruz dedi.

 

'İSRAİL’LE TİCARİ İŞLEMLERİ TAMAMEN DURDURDUK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak Filistin’e yapılan desteklerin altını çizerek, Bundan 75 yıl önce kendileri Holokost yaşamış, kendileri soykırıma uğramış bir toplumun Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında yaşanan katliamlara, soykırıma, vahşete ve cinayetlere artık ses çıkarması, tepki göstermesi, yöneticilerine artık 'dur' demesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye ilk günden itibaren bu soykırıma itirazlarını en yüksek seviyede dile getiren, İsrail’e karşı somut tedbirler alan ülkelerden biridir. Hamdolsun, burada iyi bir sınav verdik, iyi bir sınav veriyoruz. Devletimizin resmi kurumlarının yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz, iş dünyamız adeta Filistin ve Gazze için seferber. İsrail’le ticari işlemleri tamamen durdurarak bu alanda cesur bir adım attık. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardımlarımızı aralıksız sürdürdük. Hamdolsun, 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini, bölgedeki kardeş ülkelerin desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Buradan kendilerine tekrar teşekkür ediyorum. Bundan sonra da Gazze’ye yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz diye konuştu.

 

'CEZASIZ KALAN HER SUÇ FAİLİ DAHA DA ŞIMARTIR'

İsrail’e açılan soykırım davasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ancak İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye yardımları engellemek suretiyle çirkin yüzünü bir kez daha gösteriyor. İsrail yönetimi, bombalarla öldüremediği masumları, yardımları durdurarak bir nevi açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla yok etmeye çalışıyor. Sahadaki insanlık trajedisi giderek daha da kötüleşiyor. İşlediği cinayet ve katliamlar yaptırımsız kaldıkça, İsrail hükümeti soykırım politikasına hız veriyor. Bu insanlık düşmanı zihniyetle uluslararası hukuk önünde hesaplaşmak, hunharca katledilen on binlerce çocuğa karşı en temel görevimizdir. Unutmayalım ki cezasız kalan her suç faili daha da şımartır. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına bu açıdan büyük önem veriyoruz. İsrail’in hukuka hesap vermesi için biz de müdahillik başvurumuzu yaptık. Sivil toplum kuruluşlarımız mahkemeye dosya ve delil sağlamaya devam ediyor. Netanyahu’nun ve cinayet şebekesinin uluslararası mahkemelerde er veya geç yargılandığını inşallah göreceğiz ifadelerini kullandı.

 

'MESCİD-İ AKSA BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR'

Cumhurbaşkanı, Kudüs-i Şerif’e ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınların da arttığını görüyoruz. Fanatik soykırımcı İsrailliler, silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde ve korumasında Mescid-i Aksa’ya girerek Müslümanları tahrik ediyor, kışkırtıyorlar. Şunu bir kez daha açık açık ilan ediyorum Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif, 144 dönüm alanıyla sadece Müslümanlara aittir ve bir bütündür. Bunu kimsenin zedelemesine izin vermeyiz. Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir ve ebediyete kadar da inşallah böyle kalacaktır. İsrail, Harem-i Şerif’in kutsiyetini ve bütünlüğünü tehdit eden taciz, baskın ve provokasyonlarına derhal son vermelidir dedi.

 

'İSRAİL BAŞIBOZUK BİR ÖRGÜT GİBİ HAREKET EDİYOR'

İsrail’in saldırılarının Filistin’le kalmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in saldırganlığı ve hukuk tanımazlığı sadece Filistin’de kalmıyor; Suriye ve Lübnan’a yönelik saldırılarla Netanyahu yönetiminin Orta Doğu’da huzur ve barış istemediğini de ortaya koyuyor. Etnik köken ve mezhep temelli farklılıkları kaşıyarak Suriye ve Lübnan’ın istikrara kavuşmasını engellemeye çalışıyor. Bölge dışı aktörleri sürekli kışkırtarak çatışmaları yeni coğrafyalara taşımak istiyor. Terör örgütleriyle iş tutarak çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Yani meşru bir devlet gibi değil, başıbozuk bir örgüt gibi hareket ediyor. Bakın, biz bunun sürdürülebilir olmadığı kanaatindeyiz. İsrail, komşularını istikrarsızlaştırarak kendi güvenliğini sağlayamaz. Komşuda ateş yanarken 'dumanı bana gelmesin' demek sadece akıl dışı değil, aynı zamanda imkansızdır. Kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgedeki ülkeleri tehdit ve tedirgin eden bu cinnet hali bir an önce son bulmalıdır. Yoksa o ateş, körükleyenleri de kısa bir zaman sonra yakacaktır. Türkiye olarak coğrafyamızdaki hiçbir şımarıklığa, zulme, hiçbir hukuk ve kural tanımazlığa sessiz kalmadık, bundan sonra da sessiz kalmayacağız diye konuştu.

 

'İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜN ALTERNATİFİ YOKTUR'

Erdoğan, Bölgemizdeki herkes için barışı, huzuru, istikrarı ve güvenliği savunmaya sabırla devam edeceğiz. Gelinen aşamada önceliklerimiz; kalıcı ateşkesin derhal sağlanması, insani yardımların kesintisiz şekilde Gazze’li kardeşlerimize ulaştırılması ve işgal güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesini oluşturuyor. Bu minvalde Katar ve Mısır tarafından yürütülen ateşkes müzakerelerinin bir an evvel netice vermesini temenni ediyorum. Ateşkesin sağlanmasıyla birlikte imar çalışmalarına vakit kaybetmeden yeniden başlanması son derece mühimdir. Mısır’ın öncülüğünde hazırlanan plana burada temsil edilen tüm kardeş ülkelerin desteği çok önemlidir. Bu vesileyle şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum İki devletli çözümün alternatifi yoktur ifadelerini kullandı.

 

'TEK BAŞIMIZA KALSAK DA FİLİSTİN DAVASINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1967 sınırları temelinde, başkenti Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz. Şunun da bilinmesini isterim Hangi ambalajlara sarılırsa sarılsın, Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün edecek hiçbir teklifin bizde kıymeti, ehemmiyeti yoktur. Unutmayın, Gazze Gazze’lilerindir, Filistin Filistin halkınındır, Filistin Filistinlilerindir. Milyonlarca Filistinli mülteci, anahtarlarını sakladıkları evlerine dönmeyi beklerken, yeni göçlere, yeni tehcirlere asla tahammülümüz olamaz. Filistinli kardeşlerimizin kendi öz yurtlarında özgürce, diğer inançlarla barış içinde yaşamaları için elimizden gelen desteği vereceğiz. Tek başımıza kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz dedi.

Son olarak geçtiğimiz hafta gerçekleşen Antalya Diplomasi Forumu’ndaki temaslara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Geçtiğimiz hafta Antalya Diplomasi Forumu kapsamında İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu toplantısı tertiplendi. Bizim siyasi düzlemde attığımız bu adımların halkın desteği olmadan başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu noktada gerekli toplumsal desteğin temininde parlamentolara ve siz değerli başkanlarına önemli vazifeler düşüyor. Gazze’deki soykırım karşısında göstermiş olduğunuz dirayeti ve tutumu bir kez daha takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum diye konuştu.

Albüme ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turk360.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.